24 Aralık 2009 Perşembe

Kitap Tanıtımı - "Sporda Karşılaşma Psikolojisi" - Yrd. Doç. Dr. Erkut Konter

Kurallı rekabete ve yarışmaya dayalı açık ya da kapalı alan eğitimlerimizde, "tribün kültürü" ile donanmış bazı katılımcıların takım ruhunu bozan, takım içi ilişkileri olumsuz etkileyen, takımın diğer takımlarla ve hakemle / moderatörle ilişkilerini etkileyen "oyunbozan" tavırları hep şikayetçi olduğumuz, nedenini anlamaya ve böylesi bir ortamın oluşumunu engellemeye çalıştığımız bir sorun olmuştur.

Yrd. Doç. Dr. Erkut Konter'in "Sporda Karşılaşma Psikolojisi" başlığını taşıyan bu kitabı, işte bu sorunu çözümlemeye, sahadaki oyuncu ve spor yöneticisi ile tribündeki izleyicinin neden böyle yaptığını açıklamaya çalışan değerli bir kaynak. Gelin isterseniz, bu kitabın yazılış amacını değerli bilim adamının deyişi ile öğrenelim:

“Sporcuların karşılaşmaya psikolojik hazırlığına, uzun ve kısa süreli, genel ve özel, doğrudan ve dolaylı yöntemlerle yaklaşılabilir. Elinizdeki kitapta sporcuların karşılaşmaya psikolojik hazırlıklarında dikkate alınması gereken yöntem ve yaklaşımlar üzerinde ayrıntılarıyla durulmaktadır.

Sporcuların karşılaşmaya psikolojik hazırlığıyla ilgili ileri sürülen yaklaşımlar, plan ve programlar, hem bireysel hem de takım sporları için küçük düzenlemeler yapılarak kullanılabilir. Aşağıda işlenen konuların akışı içinde profesyonel ve amatör düzeyde, bireysel ve takım sporlarıyla ilgili birçok örnek verilmektedir.

Sporcuların, performans potansiyellerini açığa çıkarabilmeleri ve en üst düzeyde kullanabilmeleri için, karşılaşmaya psikolojik hazırlık büyük önem taşımasına karşın, genellikle haydi koçum tarzı yaklaşımlara, toplu maç konuşmalarına ve otoriter antrenör tutumlarına indirgenmekte ve planlı-programlı psikolojik hazırlık süreçleri atlanmaktadır. Kitap, spor karşılaşmaları için, sporcuların psikolojik hazırlığının planlı-programlı bir şekilde yerine getirilmesinde, hem teorik hem de uygulamaya dayalı detaylı bilgileri içermektedir.

Spora ve Sporculara liderlik yapanlar, psikolojinin performans, karşılaşma ve elde edilen sonuçlar üzerindeki etkisini çoğu kez dile getirmelerine karşın, bu konuya hem gerekli yatırımı yapmaktan hem de karşılaşmaya psikolojik hazırlığın gereklerini yerine getirmekten uzak bir görüntü çizmektedir. Bunun birçok nedeni bulunmaktadır. Bunlar arasında; (1) ülkemizde üzerinde anlaşmaya varılmış ve uygulamaya konulmuş, spor felsefesi, spor politikası ve spor sistemi gibi temel öneme sahip konularda boşluğun bulunması, (2) performansın belirleyici faktörlerinden olan sporda psikolojik hazırlığın, nasıl, hangi model, ilke, yöntem ve uygulamalarla yerine getirileceğinin bilgisinin sınırlı oluşu, (3) geleneksel-muhafazakâr tutumlar, (4) sporda erken yaşlar ve alt yapıdan gelen bir psikolojik hazırlık kültürünün bulunmayışı, (5) değişme, gelişme ve yeniliklere karşı olan dirençli tutumlar sayılabilir. Kitap, bu güçlüklerin aşılmasında yol gösterici olacak bilgileri detaylarıyla okurlara sunmaktadır.

Spor performansını belirleyici olan; fizik, teknik ve taktik beceriler kadar, psikolojik beceriler de benzer şekilde ve önemde ele alınmalıdır. Nasıl fizik, teknik ve taktik beceriler bir antrenman periyotlaması içerisinde gerçekleşiyor, genel ve özel plan ve programlar izliyorsa, psikolojik beceriler de benzer süreçleri izlemelidir. İnsan; vücut, duygu, düşünce ve davranışlarıyla bir bütünü oluşturur. Sporcuların karşılaşmaya psikolojik hazırlıkları da bu bütünlük içinde gerçekleştirilmelidir. Bir sporcuda, fiziksel beceri veya teknik beceri kavramı ele alındığında, bunların zihin ve duygulardan yalıtılmış olduklarını düşünmek nasıl mümkün gözükmüyorsa, psikolojik becerilerin de fizik, teknik ve taktikten izole olduğunu düşünmek doğru değildir. Bu nedenle kitapta, optimal performans gelişimi için kaliteli antrenman modellerine ve karşılaşma sürecine ilişkin çok boyutlu-etkileşimsel performans modellerine yer verilmektedir.

Karşılaşmaya psikolojik hazırlığın, yarışmaya birkaç gün önce, birkaç oturum, birkaç seminer veya konferansla, kısa bir süre içinde veya bir gecede, hemen sonuç vereceğini düşünmek doğru ve gerçekçi değildir. Bu konuyla ilişkili olarak kitapta, spor kulüplerinde spor psikolojisi uzmanlarının, teknik direktör, antrenör ve diğer ilgili uzmanlarla nasıl bir işbirliği içinde çalışarak sporculara yardım sağlayacağı üzerinde durulmaktadır. Kitapta ayrıca, işbirliği içinde çalışma ve sporculara psikolojik yardım sağlamayla ilgili geliştirilmiş modeller ve yaklaşımlara da detaylarıyla yer verilmektedir. Kitap bu konuda özellikle, Terry’nin elit sporcularla ilgilenmede etkileşim modellerine yer vermektedir.

Karşılaşmaya psikolojik hazırlık, uzun dönemli ve genel antrenman periyotlarının yanı sıra, kısa süreli ve özel plan ve programları da gerektirir. Nasıl fizik, teknik ve taktik beceriler, bir hafta veya birkaç gün içinde kazanılmadıysa, psikolojik beceriler de birkaç gün veya birkaç gecede elde edilecek beceriler değildir. Bu anlamda, antrenörlerin karşılaşmaya acil psikolojik hazırlık talepleriyle ilgili uzmanlardan birkaç günlük psikolojik yardım aramaları, seminer, konferans veya psikolojik seans istemleri yeterli veya doğru bir yaklaşım olarak gözükmemektedir. Buna benzer günü veya haftayı kurtarmaya yönelik yaklaşım biçimleri, spor psikolojisi uygulamalarıyla ilgili yanlış inançların oluşmasına da yol açmaktadır. Örneğin çağırdık adam birkaç günde takımı ayağa kaldırdı veya çağırdık adamın hiç bir yararı olmadı gibi. Karşılaşmaya kısa süreli ve özel psikolojik hazırlığın temelleri, karşılaşmaya uzun süreli ve genel psikolojik hazırlığın sağlanmasıyla atılmaktadır. Bu anlamda, genel ve uzun süreli psikolojik hazırlık olmadan, bir hafta içinde karşılaşma için kısa süreli ve özel psikolojik hazırlığın meydana geleceğini düşünmek bir yanılgıdır. Nasıl ki; fizik, teknik ve taktik beceriler uzun süreli ve genel antrenman periyotlamasından sonra karşılaşmaya ve rakibe göre kısa süreli ve özel hazırlıkları gerektiriyorsa, psikolojik becerilerin hazırlığı da benzer süreçleri gerektirir. Bu nedenle kitapta, karşılaşmaya uzun ve kısa süreli psikolojik hazırlıkta yerine getirilmesi gereken konular ve psikolojik danışmanlık süreçleri ayrıntılarıyla işlenmektedir.

Karşılaşmaya uzun süreli ve genel psikolojik hazırlıkla ilgili konular antrenman periyotlaması içinde yer almalıdır. Karşılaşmaya psikolojik hazırlık sürecinde yer alması gereken konular şöyle özetlenebilir; motivasyon, kendine güven, hedef belirleme, gevşeme, stresle başa çıkma, imgeleme, kendi kendine konuşma, psiko-enerji yönetimi, dikkat ve konsantrasyon, profesyonellik ve sportmenlik, kişilik ve karakter, saldırganlık ve şiddet, liderlik ve antrenörlük, iletişim, takım psikolojisi, seyirci ve taraftar psikolojisi, sakatlanma, acı ve yorgunlukla baş etme psikolojisi, baskı, öfke ve kızgınlıkla baş etme, psikolojik tükenme ve sürantrenman, ergojenik yardım, doping ve haplar, kilo ve beslenme psikolojisi, gizli oyuncular olarak sporcu yakınları, yaşam biçimini yönetme ve medya ilişkileri. Kitap, yukarıda belirtilen bütün bu konulara açıklık getirecek bilgileri içermektedir.

Uzun süreli ve genel psikolojik hazırlık süreçleri yukarıda belirtilen konular bağlamında yerine getirildiğinde, sporcular yüksek performans için en uygun uyarılma düzeyini yakalayabilir, kendini kontrol ve düzenleme becerilerini başarıyla yerine getirebilir. Sporcuların başarılarını kolaylaştıracak duygu, düşünce ve davranış içine kendilerini sokabilmeleri için, uyarılma düzeylerini bazen aşağıya ve bazen de yukarıya çekme yöntemlerini öğrenmeleri ve bunları uygulayabilme becerisi göstermeleri gerekir. Bunun için uzun süreli psikolojik hazırlık periyotlaması gereklidir. Bütün bunlar, bir gecede, birkaç günde, bir haftada veya kısa bir süre içinde mucizevi olarak gerçekleşecek konular değildir. Bu nedenle kitapta; Weinberg ve Gould’un uyarılma düzenlemesi (self-regulation) ve kaygıyla ilgili öz-farkındalık (self-awareness) yaklaşımı, doruk performans için uyarılma düzeyini aşağıya çekme ve yükseltme yöntemleri (GAZ YOK ve NİDEM), Csikszentmihalyi’nin akış deneyimi (flow experience) ve Hanin’in en uygun kişisel uyarılma zonunu bulmada 9 adımlı duygu profiline (IZOF-Individual Zones of Optimal Functioning) ayrıntılarıyla yer verilmektedir.

Psikolojik becerilerin karşılaşma koşullarında başarıyla uygulanabilmesi için, önceden çalışılmış ve uygulanmış olması büyük yararlar sağlar. Böylelikle sporcu karşılaşma koşullarında; motivasyon, imgeleme, kendi kendine konuşma, gevşeme, enerjikleşme, hedef belirleme, baskı ve stresle başa çıkma, dikkat ve konsantrasyon becerilerini etkili bir şekilde kullanabilir, rakibin olumsuz psikolojik etkilerini en aza indirebilir ve kendi potansiyellerini en yüksek düzeyde gerçekleştirebilir. Bütün bu konular, “psikolojik becerilerin antrenmanı“ bağlamında antrenman periyotlaması içerinde değerlendirilmelidir. Özellikle Kuzey Amerikan spor psikolojisi kaynaklarında popüler olan, fakat ülkemizde çok sınırlı bir şekilde bilinen “psikolojik becerilerin antrenmanı” (psychological skills training-PST), karşılaşmaya psikolojik hazırlığın başarıyla yerine getirilmesinde çok önemli ve somut bir yaklaşım olarak dikkat çekicidir.

Karşılaşmaya psikolojik hazırlık için, spor kulüpleri ve antrenörlerin, spor psikolojisinde uzmanlaşan ve gerekli diplomalara sahip olan kişilerden yardım aramaları ideal olanıdır. Ancak ülkemizde, diğer uzmanlık alanlarında olduğu gibi, spor psikolojisinde de alan dışı müdahale ve suiistimaller vardır. Türkiye’de spor psikolojisi uzmanlık alanıyla ilgili kurumsallaşma, dernekleşme, spor psikolojisi özel uzmanlık alanına ilişkin dergi çıkarma ve spor psikolojisinin mesleki bir alan olarak ortaya çıkma problemleri aşıldığında, bu sorunlar da büyük ölçüde azalacak ve zamanla ortadan kalkacaktır.

Çağımız; bilgi, bilim, bilişim, teknoloji, uzay ve uzmanlık çağıdır. Spor psikolojisi uzmanlık alanı da bu çağın gereklerine uygun olarak, sporda daha doğru bir yere oturacaktır. Örneğin hukuk, mühendislik, tıp, biyoloji, kimya, fizik, matematik, ziraat, eğitim, ekonomi, felsefe, sosyoloji, müzik, resim vb. bilim alanlarında birçok alt uzmanlık alanları oluşmuştur. Dahası biyo-kimya, sosyal psikoloji gibi disiplinlerarası alanlar da ortaya çıkmıştır. Bütün bu gelişmelere uygun olarak spor bilimleri ve psikolojinin bir alt ve disiplinlerarası çalışma alanı olan spor psikolojisi de, kendi özel kavram, araştırma, teori ve uygulamalarıyla, yüzyılımızda ivme kazanan ve ümit veren bir uzmanlık alanı olarak, daha doğru ve haklı olan yerini alacaktır. Genel olarak bilimler sistematiği tartışmalı olmasına karşın, ülkemizde özellikle disiplinlerarası yaklaşımların kavranması ve tutucu davranışların aşılmasında güçlük yaşandığı da söylenebilir.

Yetersiz psikolojik hazırlık, yetersiz fizik, teknik ve taktik hazırlıktan daha ciddi olumsuz sonuçlara yol açabilmekte ve takım performansını düşürmektedir. Bilindiği gibi, birçok sporcu veya takım, çok iyi bir fiziksel, teknik ve taktik hazırlık sürecine karşın, başarısız sonuçlar alabilmektedir.

Birçok kez psikolojik yorgunluk, fizyolojik yorgunluktan çok daha önce ortaya çıkabilmekte ve performansı bozabilmektedir. Bütün bu faktörler, sporcuların ve takımın performansına zarar vermekte ve başarılarını sınırlamaktadır. Bu nedenle takımlar, fizik, teknik ve taktik hazırlıkları kadar, psikolojik hazırlığa da önem vermeli, uzun süreli ve genel psikolojik hazırlık periyotlamasına sahip olmalı ve bu temeller üzerinde karşılaşmaya kısa süreli ve özel olan plan ve programları yerine getirmelidir. Bu bağlamda kitapta, saygın spor psikolojisi uzmanları tarafından genel ve özel olarak ileri sürülen; akıl-vücut bütünlüğü performans modellerine, psikolojik becerilerin piramidal gelişim sistematiğine, birleşik ve bütünsel psikolojik hazırlık ve antrenman modellerine, uygulamalı spor psikolojisinde performans yükseltme modellerine ve Wingate-5 adımlı mental hazırlık yaklaşımına yer verilmektedir. Bütün bunlara ek olarak kitapta, sporda davranışların araştırılmasına ilişkin teorik temelli yöntemlere ve psikolojik beceri antrenman programı geliştirme ve bunları uygulamayla ilgili yaklaşımlara da yer verilmektedir.

Kitapta ayrıca, milli takımların psikolojik hazırlığında dikkat edilmesi gereken noktalara, karşılaşmaya psikolojik hazırlıkta büyük önem taşıyan medya ilişkilerine de açıklık getirilmektedir.”

Yrd. Doç.Dr. Erkut Konter

Nobel Yayın Dağıtım, İstanbul - Ağustos, 2006, 242 Sh.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder