17 Ağustos 2009 Pazartesi

Tiyatroya Rağmen Yaratıcı Drama - Prof. Dr. İnci SAN, ÇDD Onursal Başkanı


Giriş

Bu yazı, üzerinde uzunca süredir durduğum tiyatro ile yaratıcı drama ilişkisi konusunda düşünce üretme aşamasında iken, Çağdaş Drama Derneği’nin İstanbul Şubesinden, düzenleyecekleri “Rağmen Toplantıları”nın ilk konuşmasının benden istenmesi üzerine oluşturduğum bir dizinin ilk ürünü gibidir. Kuşkusuz değerlendirilmesi, eleştirilmesi ve yeni düşünüler ve öneriler ile beslenmesi de dileğimdir.

Rağmen sözcüğü kimi Osmanlıca sözcükler gibi, güzel bir Türkçe karşılığı bulunmuş olsa da, bir isim tamlamasına daha rahat oturmaktadır. Rağmen toplantılarının da ülkemizin içinde bulunduğu toplumsal-kültürel-moral ve etik durumlarla ilişkili olduğu kuşku götürmez. Sanatsal ve bilimsel kalkınma adına, şimdilik uzakmış gibi görünse de, yaratıcı dramanın geleceğine yönelik düşler görmek alışkanlığımı sürdüreceğe benziyorum.

I. Tiyatro ile Yaratıcı Drama

Tiyatro en genel anlamda, soyut, bileşik, örgütlenmiş, oyuncusu, yönetmeni, diğer tüm çalışanlarıyla ve çocuk, genç, yetişkin izleyicisiyle bir bütünü oluşturmaktadır. Bu kavram, Avrupa’nın pek çok ülkesinde ve her halde ABD’de de, tiyatro pedagoglarını da içerirken, ülkemizde şimdilik bu alanın sözü geçmemektedir. Kısaca, tiyatrodan söz edilirken tiyatro pedagojisi, tıpkı daha bir zaman öncesine dek dramaturginin de tanınmadığı gibi bilinmemektedir.

Bir eylem sanatları ve diğer pek çok sanat dalının birleşimi olan Tiyatro’da, kurum olarak, iç yönetim, finans, mimari ve izleyiciyle buluşabilme vb. sayısız yan alan ve bunların taşıdığı sorunlar söz konusudur. İzleyici ile buluşma konusunda bile değişik yaş gruplarına ulaşma gibi önemli bir sorun yanında, bu alanda eğitimi mi (halk eğitimi, çocuğun eğitimi gibi), sanatsallığın ve estetiğin mi öne çıkarılması gerektiği gibi, kültür politikaları ile ilgili çok önemli bir sorunsalla da yüz yüzedir. Gerçi bu sorunsal hemen tüm sanat dalları için de geçerlidir ama karmaşık, çok katmanlı yapısı nedeniyle tiyatro olgusunda bu sorunsal daha bir çetindir.

Sanatsallık ve estetik, tiyatrocuların bilgi ve görgüleriyle, tiyatro bilimi, sanatlar bilimi, estetik gibi konuları yakından ve sürekli izlemeleriyle orantılı olarak çözülebilir.

Peki eğitme işlevi bir yana bırakılabilir mi? Yani sanat için sanat gibi günümüzde oldukça boyutsuz kalmış bir slogan ile izleyicinin yaşantı, deneyim ve bilgilerinin artması, kısaca izleyici, yani toplum, yani toplum kültürü, kültür politikası gibi daha başka çabalar isteyen, bu anlamda kısaca yarara dönük bir yaklaşım günümüzde reddedilebilir mi?

Yeniden başa dönecek olursak, geniş kitlelerin hâlâ ne yazık ki incelikten, ince beğeniden, eleştirel ve yaratıcı düşünüden yoksun bırakıldığı ülkemizde akılcı bir kültür sanat politikasının gerekliliği söz konusu iken, bu olgunun eğitim ve eğitimbilime eğilmeden gerçekleşebileceği düşünülebilir mi?

Onun için tiyatro ile eğitim ve eğitimbilimi bağdaştıran, iç içe geçiren, tiyatro ile eğitim arasında bir aracı olan tiyatro eğitimbilimi, ülkemizde tüm gelişmiş ülkelerden daha da önemle gündeme gelmelidir. Oysa tiyatro oyuncusu, yönetmeni, hatta tiyatro bilimcileri bu alana hâlâ yabancıdırlar. Tiyatro pedagojisinin en önemli bileşeni olan yaratıcı drama ise neredeyse küçümsenen, çok basit bir olgu olarak anlaşılmaktadır bu kesimce. Öte yandan yaratıcı drama bir ders, bir disiplin, bir estetik eğitimi alanı olarak eğitim dizgemize yerleşmeye başlamıştır epeydir.

Onun için “Tiyatro’ya Rağmen Yaratıcı Drama” başlığını doğru okumak gerekir. Ülkemizde de TİYATRO ve YARATICI DRAMA ve TİYATRO PEDAGOJİSİ’nin bir konuşma başlığı ve bir kültür alanı olacağı gün kesinlikle gelecektir.

Dilerseniz şöyle bir şema yapalım:

Tiyatro’nun da Yaratıcı Dramanın da kaynağı OYUN’dur.

Oyun yarara yöneliktir. (Metin And)

Oynayan (ya da katılımcı) Açısından

TİYATRO*

1) Sözcük olarak köken: theatron (yun.) Anlamı: Seyirlik, seyirlik alan. Özelliği: Yarar ve eğlenme. Eylemlilik ve edilgenlik gösterenler (oyuncular) ve gösterilenler (izleyenler) var.

2) Önde gelen amaç: Sanatsallık - iyi oyun çıkarma (Edebilik).

3) Ulaşılmak istenen: Üstün sanat - üstün sanat yapmak. Bütünsel, tümleşik sanat - Gsamtkunswerk

4) Aranan şey: Mükemmellik.

5) Elde edilmek istenen: Gösterinin parlaklığı.

6) Dayanılan öncelikli olgu: Teknik ve bilgi.

7) Beklenen şey: Kendini kanıtlama - star olma.

* Burada deneysel araştırmacı, takım çalışmasına dayanan tiyatro oyunları dışındaki klasik - gelenekselleşmiş tiyatro anlayışına göre oyuncu yetiştiren kurumlara (başta konservatuarlarımız olmak üzere) gönderme sözkonusudur.

Ortak Paydalar

8) Estetik haz, estetik yaşantı.

9) Öğrenme - Başlıca kendi oyunculuk becerisi ve tiyatroya ilişkin.

10) Katharsis.

11) Estetik ve niteliklilik.

YARATICI DRAMA

1) Sözcük olarak köken: Dran - Dramenon (Yun.) Anlamı: Eylem, Eylemek, Etmek, Yapmak. Özelliği: Etkin (lik), Eylemlilik

2) Önde gelen amaç: Paylaşım, birlikte iş çıkarma.

3) Ulaşılmak istenen: Duyular, imgeler, duygular, yaşantılar.

4) Aranan şey: Yaratıcılık, kişisel ve ortaklaşmacı (kolektif)

5) Elde edilmek istenen: Farkındalık, kendisi ve grupla ilişkili olarak

6) Dayanılan öncelikli olgu: Deneyim (ler)

7) Beklenen şey: Kendini yönetme - star olmama.

Ortak Paydalar

8) Estetik hazi estetik yaşantı

9) Öğrenme - kendine ilişkin ama daha çok sosyal öğrenme - toplumsallaşma.

10) Katharsis

11) Estetik ve niteliklilik.

Katılımcı (oyuncu) açısından iki alan arasındaki ayrımları ve ortak yanları böylece vurguladıktan sonra üzerinde kısaca durmak istediğim bir konu şudur:

“Her okul bir tiyatro” sloganı ile 1996’larda başlayan okullararası tiyatro şenlikleri ki, aslında yarışmalar biçiminde gelişmiştir, tiyatro ile tanışma açısından her ne kadar olumlu görülebilirse de, tüm öğrenci kitlesini kapsayan bir eylem olmaması, küçük bir grubun tiyatro yapması, büyük çoğunluğun izleyici, yani edilgen ve belki de bir bakıma yoksun bırakılması, küçük grupta da starlaşanların olması açısından, tam tümel bir etkinlik ve eylem olma niteliğinde değildir.

Buna karşılık, ilköğretim programlarında zorunlu seçmeli dersler arasına 1998-1999 öğretim yılında giren yaratıcı dramanın, sürekli olması ve ders niteliğinde olması dolayısıyla ciddiye alınma, getirdiği kazanımların gerek öğretmen gerekse veli açısından gözlenebilir olması dolayısıyla, kuşkusuz sosyal, fiziksel, psikolojik ve pedagojik yönlerden yararlar sağladığını söylemek yerinde olacaktır.

(Devam edecek)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder