11 Temmuz 2009 Cumartesi

Arama Konferanslarının Gerekliliği

Üzeyir Garih’in Son Yazısı


25 Ağustos 2001 tarihinde bıçaklanarak öldürülen işadamı Üzeyir Garih, Akşam Gazetesi’nde yer alan son yazısında, arama konferansları ve yararlarını ele aldı.


26 Ağustos - Garih, Pazartesi günü için hazırladığı yazıda, son yıllarda özellikle büyük kurum ve kuruluşlarda arama konferansı olarak nitelenen beyin fırtınalarına ilginin gün geçtikçe arttığının

gözlemlendiğini kaydetti. Modern bir yönetime sahip olan kurumlarda orta ve uzun vadeli plan ve

programlar yapma gereksinmesinin gittikçe arttığını dile getiren Garih, orta yönetim düzeyini de içerecek tüm yönetim kademelerinin ortak bir görüşü şeklinde düzenlenecek bir plan ve programın, psikolojik

etkilerin de altında başarıya ulaşacağını uluslararası deneyimin gösterdiğini vurguladı.”


"Değerli dostlarım, son yıllarda özellikle büyük kurum ve kuruluşlarda Arama Konferansı tabir edilen beyin

fırtınalarına olan ilginin gün geçtikçe arttığını gözlemlemekteyiz.


Modern bir yönetime sahip olan kurumlarda orta ve uzun vadeli plan ve programlar yapma gereksinmesi gittikçe artmaktadır.


Plan öngörülen hedeflere ve amaçlara ulaşmak için yapılması gerekli işlerin sıralanması şeklinde tanımlanırken, program planda öngörülen işlerin tarihsel düzenlenmesi anlamına gelmektedir.


Ancak bu plan ve programların üst kademe yönetimi ile bir uzman grup tarafından yapılması halinde,başarı şansının zayıf olduğunu göstermektedir.


Orta yönetim düzeyini de içerecek tüm yönetim kademelerinin ortak bir görüşü şeklinde düzenlenecek bir plan ve programın psikolojik etkilerin de altında başarıya ulaşacağını uluslararası deneyim göstermiştir.


Bu bakımdan Arama Konferansı bir kurum veya kuruluşta bir ortak akıl araştırılması ve bulunmasını hedef alan bir toplantı olarak nitelendirilebilir.


Bu tür konferansların bir sistematik içerisinde ve mutlaka interaktif şekilde düzenlenmesi en uygun yoldur. İleriye matuf plan ve programların tasarlanmasında, ülkedeki sosyal, siyasal ve özellikle ekonomik gidişatın geçmiş 5 ila 10 yıldaki durumunun yanı sıra, ileriye matuf 5 ila 10 yıl içinde olabileceklerin bir projeksiyonunu yapmak gereklidir.


Bu geçmiş ve gelecek olayların tespit ve değerlendirilmelerinin tüm iştirakçiler tarafından yapılması için gerekli bir yöntem geliştirilmiştir.


Alınacak kararların ve çıkartılacak sonuçların müşterek bir görüşün ifadesi olabilmesi için, iştirakçilerin 4 ila 10 kişilik dönenceli gruplara ayrılarak her grupta müzakere sonucu varılacak kararların her grubun birer temsilcisinin iştiraki ile teşkil edilecek ek toplantılarda irdelenmeleri sureti ile nihai bir müşterek aklın yönlendirdiği bir plan ve program ortaya çıkacaktır.


Burada dikkat edilecek en önemli nokta kurum ve kuruluşun tepe yönetiminin yönlendirici olmaktan çekinmesi ve bunun için icabında üst yönetimin grup toplantılarına iştirak etmeden tamamen gözlemci durumunda olması, ancak son toparlama hakkını da gereğine göre kullanabilmesidir.


Tepe yönetimin görüşleri kurumun ortak akıl, görüş ve düşüncelerine uygun veya aynı paralelde değil ise kendi görüşünü revize etmesi veya tercih edilmemekle birlikte hini hacette emrindekileri münasip bir şekilde ikna için konferans yöneticisinin yardımıyla bir dönence daha yapması belki düşünülebilir.


Fikirler herkesin müşterek akıl ve düşüncesinin bir ürünü olduğu takdirde sorumluluk müşterek olacağından, başarı şansı mutlaka yüksek olacaktır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder