Batılı toplumlarda hayat standardı yükseldikçe, insanlar kendilerini daha fazla risk altında hissediyor. Öyle bir noktaya varılmış durumda ki, aşık olmaktan el sıkışmaya, asansöre binmekten uçak yolculuğuna, duygusal / toplumsal yaşamın ve teknolojik gelişmenin en sıradan unsurları önemli risk faktörleri olarak görülüyor artık. Sovyetler Birliği’nin yıkılması ve Çin’deki değişmelerden sonra yükselen “tek kutuplu” neoliberal dalga ve sendikaların, ailelerin ve çeşitli cemaatlerin çözülmesiyle insanlar bireyleşme, kişiyi özgürleştireceğine iyice çaresiz hale düşürdü. Kendi başına kalan birey, eleştirel bir düşünüş geliştirecek cesareti toplamak yerine, güvensizlik duygusunun altında eziliyor. Giderek iş arkadaşları, komşular hatta ailenin diğer üyeleri potansiyel bir düşman olarak görülüyor. Toplumun işleyişine dair güvensizlik bütün katmanlarda hakim hale geliyor.
Bu gelişmelerin sonucu olarak güvenlik 1990’lı yılların temel değeri haline geldi ve insanları hayatın risklerinden uzak tutmayı amaçlayan büyük bir sektör gelişti; risk yönetimi ve risk analizi konusunda raflar dolusu kitap yazıldı. Özellikle de 11 Eylül olaylarından sonra, toplumu ve doğayı değiştirmek üzere yapılan müdahalelerin kapanmaz yaralar açtığı ve kıyamet gününün yaklaştığına iyice inanır oldu Batılı insan.
Bizde de birçok insan kendini çevresel ve teknolojik felaketlerin tehdidi altında görüyor. Toplum olarak deli dana, kene, domuz gribi paniği, kapkapçı paniği, tacizci paniği gibi korkulara kapılmak için hazır bekliyoruz. “İyi beslenmezsen verem olursun” günlerinden “kırmızı et zehirdir” noktasına geldik. Anneler çocuklarını okula götürüp dönüşüne kadar başında beklemezse annelik görevini ihmalle suçlanıyor; çünkü artık okul servisleri de birer tehlike kaynağı. Üniversite öğrencilerine hiçbir toplumsal faaliyete katılmamayı hem aileleri hem de okul yönetimleri öğütlüyor.
Önerdiğimiz bu kitap, bize risk almanın son derece yapıcı ve üretken bir süreç olduğunu hatırlatıyor ve insanın gerçekleştirdiği tüm ilerlemelerin temelinde, doğaya ve topluma bilinçli biçimde yapılan müdahalelerin olduğunu, korkunun korkuyu doğurduğu çözülen toplulukların yerine, risk alarak özne olma cesaretini gösteren insanların oluşturduğu yeni yapılar ve farklı bir dünya öneriyor.
Ayrıntı Yayınları, 2001, İstanbul
Yazar Hakkında
Frank Furedi, İngiltere'nin Kent şehrindeki Canterbury Üniversitesi'nin sosyoloji bölümünde öğretim üyesidir. Frank Furedi, özellikle risk, toplumsal panikleri ırk ve nüfus gibi güncel toplumsal sorunların kurgulanışı ve kimlik ve aidiyet sosyolojisi konularında çalışıyor.
Yazarın Diğer Kitapları
1) Mythical Past, Elusive Future, 1991
2) The New Ideology of Imperialism: Renewing the Moral Imperative, 1994
3) Colonial Wars and the Politics of Third World Nationalism, 1994
4) Population and Development, 1997
5) The Silent War, 1998
7) Paranoid Parenting, 2001
8) Therapy Culture: Cultivating Vulnerability in an Uncertain Age, 2003
9) Politics of Fear, 2005
10) Where Have All the Intellectuals Gone?: Confronting 21st Century Philistinism, 2006
11) Licensed to Hug, 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder