29 Kasım 2009 Pazar

Kitap Tanıtımı - "Kırdığımız Oyuncaklar" - Sunay Akın

"Yoksul olsa da bir yığın oyuncak yapardı babası, Hans Christian Andersen'e. Ayakkabı tamircisi olan babasının hünerli ellerinden çıkan bez kuklalar ve onları oynattığı sahne, Danimarkalı ünlü yazarın çocukluğunda en çok sevdiği oyuncaklar olur. Andersen, kendisini 1841 yılında İstanbul'a taşıyan geminin küpeştesinde "Züleyha" adlı altı yaşındaki bir kız çocuğuyla ahbaplık kurmayı başarır. Evet, bu bir başarıdır; çünkü Türk çocukları yabancılarla muhatap olmamaları konusunda sıkı tembihlidirler. Ama Andersen, dizlerine bile oturtur Züleyha'yı. Bu dostluğun başlangıcı ise bir oyuncaktır: "Bana oyuncağını gösterdi, her iki kulağının arkasında minicik birer kuş bulunan at biçimindeki bir su testisiydi bu; Türkçe konuşabilsem hemen bu oyuncağa dair bir masal uydurup anlatırdım ona."

İlk Baskı: Çınar Yayınları, İstanbul 2006,

T.İş Bankası Yayınları, İstanbul 11/2009, 182 Sayfa.

İşte bir Sunay Akın kitabı daha... Kız Kulesi’ni, batan gemileri, Kızılderililer’i, bayrakları, İstanbul’u, zürafaları yazarken, kıyıya, köşeye itilmiş, kırılmış, unutulmuş oyuncakların da izini sürüyor. Bir edebiyat dalgıcı gibi, anı denizinin en derin köşelerindeki oyuncakları okurlar için günışığına çıkardı. Andersen’in İstanbul yolunda karşılaştığı kız çocuğunun elindeki oyuncaktan, Nâzım Hikmet ile birlikte yargılanan Ömer Deniz’in oyuncakçı dükkânında çıraklık yapmış ünlü tiyatro sanatçısına kadar bilinmeyen pek çok öykü bu kitapta ilk kez biraraya geliyor.

Fazla söze gerek yok aslında. Sunay Akın demek bile yeterli!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder