"Yakını kastettiğimizde, uzak kendini bildirir.
Bir yakına yöneldiğimizde, uzak çıkagelir.
Yakına sesleniriz, çıkıp gelen uzak olur.
Biz yakını çağırırız; uzak 'geldim' der."
M. Heidegger
“Hiçbir şey öfke kadar insan düşüncesini sapıtamaz. Öfke kendi kendinden hoşlanan, kendi kendini şişiren bir hırstır. Hepimizin başına gelir: Bir şeye yanlış yere kızarız, bize aldandığımızı ispat eden tanıtlar getirirler; bu sefer de doğruluğunun kendisine, suçsuzluğuna içerleriz. Öfke saklamaya da gelmez, büsbütün içimize işler. Demosthenes bir meyhaneye girmiş, kimse görmesin diye arkalarda bir yer arıyormuş. Diogenes görmüş ve demiş ki: Ne kadar arkalara gidersen meyhaneye o kadar girmiş olursun.”
Montaigne, Denemeler, Sh.250
Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
“Zekâ, hayvanla insan arasında kesin bir çizgi çizer, insanın kutsallığını ima eder ve hatta belli dereceye kadar da, insanda olmayan ölümsüzlük yerine bile geçer. Dolayısıyla zekâ, zevk almanın ulaşılabilir biricik kaynağını oluşturur. Bizse etrafımızda zekâyı ne görüyor, ne de işitebiliyoruz. Demek ki bizler zevkten yoksunuz. Doğru, kitaplarımız var; ancak, kitap canlı sohbetin yerini tutamaz. Kitaplar notadır, sohbet ise şarkının ta kendisi.”
A.Çehov, Hikâyeler Sh. 45
Çeviri: Nuri Yıldırım
Cem Yayınevi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder